Mayıs 02, 2010

Fenerbahçe 2-0 Eskişehirspor : Son Adımlar


Denizli faciasını gördükten sonra, ligin bitmesine iki hafta kala, bir puan kaybıyla şampiyonluğun gideceği bir ortamda "Fenerbahçe şampiyon gibi" diye bir yazı yazmak istemiyorum. Bir nevi totem diyebiliriz. En son sağa sola şampi..., şampiyooo.. yazdıktan sonra sezonu ağlayarak kapamıştım neyse.

Son iki hafta olmasına rağmen devamlı basan, rakibe boş alan bırakmayan, diri bir takım vardı sahada. Futbolcular yüreklerini ortaya koymuşlar, kazanmak istiyorlar, yüz ifadelerinden belli. İki maç fazla oynarım, beş dikiş fazla yerim mantığı takımın tamamına yayılmış durumda. Neticesinde bizler de seyirci olarak sezonun en iyi futbolunu izleme fırsatını yakalamış oluyoruz.

İnanmak başarmanın yarısıdır. Futbolcular sahadaki hırs ve tavırlarıyla, seyirci inanılmaz gürültüsü ve desteğiyle işin yarısını halletmiş durumda. Kalan yarısı için de çarşamba günü kupayı kaldırmakla devam etmek gerek. Artık gerçekten vakit gelmedi mi? Bizim gibi gençler de şu kupayı futbolcularımızın elinde görmeyi hak etmiyor mu?

Dünkü maçla ilgili biraz ayrıntıya girmek gerekirse, Alex çok uzun zaman sonra serbest vuruş golü attı. Alışık olduğumuz ve özlediğimiz gollerden olmasa da maçın başında Eskişehir'in oyundan düşmesini sağladığı için yetti de arttı. Özer'in golden sonraki sevinci oh be sonunda oldu der gibiydi, kendini kaybetti. Mehmet, Selçuk ikilisi son 2-3 haftanın takımdaki en iyileri. Emre sezonu kart görmeden bitirmek uğruna yeteri kadar basamıyor, ama hırsı takımı ateşlemeye devam ediyor. Ligde gol yemeden geçen 8. maç oldu, gerçi Volkan ara verdiği artistik atlama stilini bu maçta denemeye kalkınca golü yiyorduk ama savunma hatayı telafi etti.

Seyirci son senelerde gördüğüm en iyi moda girmiş durumda. Şükrü Saraçoğlu'nda bu kadar bağırıldığını duymamıştım. Bir ara şampiyon diye tempo tutturulan tezahürat dinlenmeye ve tezahüratla birlikte yapılan şov da izlenmeye değerdi.

Ligin bitimine iki hafta kalmış. Yok o takım, diğerinin kardeş takımı; yok şu takım, bunun düşmanı diye millet gazı verdikçe, rakipler zaten ekstra bir motivasyonla oynuyor. Sen gidip kupa finalini Urfa'ya koyuyorsun. Madem Urfa'ya koyacaksın öğle vakti 30 derece sıcakta oynatma. Işıklandırmanın olmadığı belli olunca, al maçı İstanbul'a, İzmir'e, Kayseri'ye. İki takıma da eziyetten başka bir şey değil bu maçı orada oynamak. Seyirci gitmek istese otelde yer yok, uçaklar tonla para. Fenerbahçe federasyona hükmediyor diyenler konuşsun şimdi. Konuşmazlar, konuşamazlar. Özer ayağına tekmeyi yiyor ceza sahasının içinde. Endirekt serbest vuruş. Kimse de çıkıp bağırmıyor 2-0 önde diye takım. Ya 0-0 olsa maç ne olacak? Söylesinler şimdi hakemler Fenerbahçe'yi kolluyor diye. Söylemezler, söyleyemezler. Onlar anca atıp tutup, Fenerbahçe'nin adını kirletmeye çalışırlar. Biz aslanlar gibi çıkıp Trabzon'u Urfa'da yenip, dönüp Ankara'da da Ankaragücü'nü yenelim de, ondan sonra konuşsunlar o buna sattı, bu şuna sattı diye.

Haydi Fener gol gol gol, iki kupa birden geliyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder