Eylül 27, 2012

Bremen'de Maç Günü

Hafta sonu Werder Bremen - Stuttgart maçına bilet aldık ve sonunda ne zamandır gitmek istediğim Werder Bremen'in Weserstadion stadını görme imkanı buldum. İki yabancı klüp takımınının maçını ikinci izleyişim ve şans eseri ilk seferde de yine Werder Bremen'i, bu kez Saraçoğlu'nda UEFA finalinde Shaktar Donetsk karşısında izlemiştim. Bakmayın ne zamandır görmek istediğim dediğime; gitmeme sebebim bir türlü planlayamamış olmamızdı. Yoksa biletler oldukça uygun... Biz en ateşli taraftarların bulunduğu Ostkurve (doğu tarafı) kale arkasından 10 Euro'ya aldık biletimizi.



İstanbul'da şehir takımı kavramı olmadığından yaşama şansım olmayan bir durum var burada. Bremen küçük bir şehir ve buna oranla oldukça ünlü bir futbol takımı var. Stad 42500 kişilik kapasiteye sahip ve şehrin toplam nüfusu 500000 civarında. Stad her hafta tam doluluk oranına sahip; bu da demek ki her 10 kişiden biri stadın yolunu tutuyor. Sokağa çıktığınızda herkesin üstünde yeşil beyaz renklerde bir şeyler görmek mümkün. Bütün şehir o gün maçı yaşıyor ve siz de maça gitmeden önce maçın havasına girmek istiyorsanız sokaklar gerçekten çok keyifli oluyor. Bizdeki köftecilerin yerini burada sosisçiler almış durumda. Hava hafif soğuk (İstanbul standartlarına göre çok soğuk) ama nehir kenarında biralarıyla, sosisli sandviçleriyle herkes çok mutlu. 

Şehrin her yerinden insanlar stada akıyor ve biz de çok geç kalmamak için stada yollanıyoruz. Stada giriş son derece sorunsuz ama sonradan değineceğim gibi çıkış o kadar da rahat olmayacak. Yalandan bir kontrolden geçtikten sonra, sıfır kuyrukla biletinizi okutarak stada giriyorsunuz. Oturmadan önce içecek birşeyler almak için büfeye yöneliyoruz ve maç izleme kültürümüzün ne kadar geride olduğunun en çarpıcı örneğini görüyorum. Stadda bira satılmakta ve herhangi bir bardakiyle aynı fiyata sahip. Ayrıca plastik bardakla oturduğunuz yere gitmek de mümkün. Biramı alıyorum ve hem maç izleme keyfi budur; hem de Devlet Bahçeli modunda "Bizde niye yok diyor!!" şeklinde düşünerekten tribüne giriş yapıyorum.


Maçın başlamasına henüz bir saat olmasına rağmen kale arkası neredeyse full durumda. 5 kişilik ekip olunca toplu oturacak yer bulmak çok zor oluyor ve uzun uğraşlar sonunda en kenarda bir yer bulmayı başarıyoruz. Ostkurve, stadın ayakta maç izlenen tek kısmı. Heyecanla maçın başlamasını beklemeye koyuluyoruz. Stadda herkesi boş boş bekletmek yerine maç öncesi taraftarlarla çeşitli röpörtajlar; devre arasında penaltı atma tarzında yarışmalar yapılıyor. Bizde neden kimse kafa yormaz bu işlere, anlamak zor... Maç öncesi takımların sahaya çıkması, çalan müzikler; ligin marka değeri nasıl arttırılır bunun dersi adeta. Her şey belli bir formatta ilerliyor.

Maç başlıyor ve stadda garip bir suskunluk hakim oluyor. İstanbul'da takımınız kendi evinde 4-0 geride olsa stad nasıl olur, öyle işte! Sadece bizim tribünün orta kısmından Hıncal'ın Saldır Galatasaray trollüğü kıvamında dakikalarca süren, iki dizeden oluşan bir tezahurat yükseliyor. Maç boyu durum değişmiyor. Werder 2-0 öne geçti aynı; maç 2-2 oldu yine aynı. Belki Werder Bremen'in eski gücünde olmaması; belki de maçın önemli görülmemesi ama taraftarda maç boyu hiçbir hareket yok. Dediklerine göre Werder Bremen - Hamburg maçlarında çok iyi atmosfer oluyormuş da bu taraftar nasıl atmosfer yapar merak içindeyim. İki kelimesini çözüp bir yerlerine eşlik ediyorum tezahuratın ama etraftan katılım sıfır olunca susuyorum tabii. E oynanan maç da normal şartlarda ilgimi çekmeyeceği için maçın sonunu zor ediyorum. Maça fazla değinmeye gerek yok fakat takım, nerde o Diego'lar Mesut'lar Klose'ler dedirtti. Eski güçlü günlerini aratır durumda Werder Bremen.

Maç bitiminde kapıya yöneliyoruz ama o da ne: Koca kale arkasına tek çıkış kapısı verilmiş. Biz de olduğumuz yerde beklemeye koyuluyoruz. 2008 yılında yenilenen stadda nasıl böyle bir dizayna gidilmiş anlamak imkansız. Yaklaşık 20 dakika sürüyor staddan çıkmamız ve herkes düşüyor yollara. Benim evim stada yürüme mesafesinde ama gördüğüm kadarıyla maç çıkışı ulaşım sıkıntısı yaşanmıyor.

İkisi aynı anda olmuyor galiba. Bizdeki atmosferi, buradaki maç günü keyfiyle birleştirmek mümkün mü; belki İngilizler bunu bir ölçüde başarmış durumda. Bir sonraki hedef Hamburg maçı... Bilet bulmak çok zor ama ancak o zaman Almanların gerçekte ne kadar ateşli bir taraftara sahip olduklarını anlayacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder