Ekim 01, 2012

Ruhumuz Kadro Dışı


  1 Ekim itibariyle geldiğimiz sonuç; Alex’in kadro dışı kalışı (Quaresma mı bu adam?). Şimdi alternatif bir senaryo üzerinde düşünmeye davet ediyorum sizi. Sezonun başını düşünelim. Hazırlık kampı sürecinde, Alex’ten daha az yararlanacağız, gerektiğinde dinlendireceğiz gibi  açıklamalar geliyordu Kocaman cephesinden. Bu açıklamaları şöyle değiştirelim ve hayalimizde yeni senaryoya başlayalım; “Alex bizim gelmiş geçmiş en değerli birkaç oyuncumuzdan biridir. Burada olduğu süre içinde takım hep onun üzerinden oynamıştır ve son senesi olan bu senede de takım, yine onun üstüne kurulacaktır. Önümüzdeki sezon Alex’in son senesi, önemli bir vefayı ve saygıyı teslim etmek için, onu sağlıklı olduğu sürece ilk 11’de kullanıp, Fenerbahçe’deki kariyerini en güzel şekilde sona erdirmesini sağlayacağız” vs vs vs.... Bu senaryoda 3 ay boyunca basının konuşacağı konu; oyuncu klüpten büyük mü, oyuncular gelir geçer önemli olan klüptür vs. olacaktır ki bana göre şu an klüp içindeki herkesten daha büyüktür Alex.
 
  Peki bu senaryo gerçekleşmedi de realitede ne oldu? Alex oynamadı da klüp Şampiyonlar Ligi’ne mi girdi? Alex oynamadı da UEFA için en ufak ümidi olan taraftar mı var? Alex oynamadı da klüp 6 hafta sonucunda lig için umut mu verdi? Sportif direktörümüz Alex ile uğraşmasaydı ve hakettiği saygıyı teslim etseydi, daha kötü durumda olunmayacağı gibi en azından takımda huzur olurdu. Gelinen sonuçta ben Alex’e en ufak kızmıyorum. 2012-2013 senesi kupasız kapatılsaydı ama gelmiş geçmiş en büyük birkaç değerimizden biri korunsaydı, futbolun maddiyattan değerli olan maneviyatındaki kazanç oldukça büyük olurdu. Berbat yönetimi ile son 11 senesini harcamış Fenerbahçe klübünün, tek güzel öğesi, takımı ayakta tutan tek varlığıydı Alex. Duruşu, değerleri, temizliği ve yetenekleriyle, sahada benim yüzümü güldüren tek kişiydi yıllardır. Benim için Fenerbahçe’nin karakteri onun karakteriydi. O da bu yönetime, vefasızlıklarıyla ünlü bu millete fazla geldi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder