Eylül 18, 2012

Expect the Unexpected ~ Beklenmeyeni Bekle


  Severim köy kahvelerinde maç izlemeyi. Futbolu futbol yapan, onu bu kadar global yapan, herkesin onun hakkında konuşabilmesidir. Böyle yerlerde Rıdvan’ın Metin’in yorumlarını değil, halkın yorumlarını dinlersin. Halkın görüşü ise taraftarın, yani klübü klüp yapanın görüşleridir.

  Tatil sebebiyle Fenerbahçe – Mersin İdman Yurdu maçını böyle bir kahvede izlemem gerekti. Herkesin gözü Meireles’de. Herşeyden önce takıma biran önce ısınması için daha geldiği gibi kadroya koyulmasını olumlu buluyorum. Sonuçta bu onun için takımı tanımak açısından önemli bir antreman. Marsilya maçı öncesi bilmesi gerek; topu alınca kime vermesi gerektiğini, kimin önüne atması gerektiğini, kimin sahada neler yapabildiğini. Ve tabi ilk maçında bir futbolcudan fazla birşey beklemek ona haksızlık olur. Rooney, Manchester’a geldiği gibi Fenerbahçe maçında frikik dahil hertürlü golü atsa da, istisnalar kaideyi bozmaz diyorum ve Meireles’i bu maç ile değerlendirmiyorum. Bu nedenle halkın Meireles için yaptığı yorumları da es geçiyorum.

  Ama neden konuya halk ile girdim? Çünkü çok rahat görülüyorki büyük bir beklenti var. Geçen sezon oldukça önemli oyuncuların takımdan ayrılması ve şike davası süreci ile, Fenerbahçe sezonu beşinci bitirse kimse sorun etmezdi. Fakat bu sene farklı. Artık bu takım arzulanan oyunu sergilemek zorunda. Ama benim gördüğüm hala defanstan topu alan herhangi bir ortasaha futbolcusu topu uzun pasla forvete atıyor. Özellikle maçın ikinci yarısında izlediğim, bu kadar organizasyonsuz bir Fener az hatırlarım. Aykut Kocaman her yönüyle Fenerbahçe taraftarının sevdiği, takdir ettiği bir kişidir. Bu sene - ki bu onun teknik direktör olarak üçüncü senesi - büyük takıma hocalık yapmak için yeterli kapasitede olup olmadığını ispat etmek zorunda. Ne dersiniz, sizce Aykut, istenen ve hep dile getirdiği pas odaklı takım oyununu bu sene oynatıp Zico döneminden beri iyi futbol izleyemeyen Fenerbahçe taraftarını mutlu edebilecek mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder